şifalı bitkiler nasıl kullanılmalı: İnsanlar yaşamlarını sürdürmek neslini bir sonraki kuşaklara taşıma eğilimindedirler. Bu eğilim doğrultusunda sağlıklı bireylerden meydana gelen bir toplum oluşturmak ve bu toplumun varlığını devam etmesi için tüm benlikleri ile mücadele ederler. Peki, neden böylesi bir mücadeleye girerler. Bu sorunun cevabı oldukça basit bir o kadar da karmaşıktır. İçimizdeki benlik duygusu sonsuz bir yaşama duygusu ile kaplıdır.
Neslini devam ettirme eğilimi sadece insanlarda bulunan bir davranış şekli değildir. Küçük bir mikroorganizmadan dinozorlara kadar tüm canlılar milyonlarca yıldır varlığını korumak ve devam ettirmek için savaşırlar. Bu savaş çerçevesinde birçok tür varlığını sürdürememiştir. Dinozorlar gibi bu savaşta nesillerini devam ettiremeyen canlıların yanında adaptasyon ve modifikasyon şeklinde hayatta kalmayı başaran canlılar da olmuştur. Bazı canlılar ise çevre şartlarına karşı kendi savunma mekanizmalarını geliştirerek görünen ve görünmeyen tehlikelere tedbir almışlardır.
Geçmiş dönemlerden günümüze kadar varlığı birçok tehlike ile karşı karşıya gelen insanoğlu bu tehlikeleri başarıyla savuşturarak her karşılaştığı durumdan tecrübeleri daha da artarak ayrılmıştır. Yeryüzünde sayısını söyleyemeyeceğimiz kadar zararlı ve bir o kadarda yararlı organizmalar bulunmaktadır. Bu organizmalardan bazıları hastalıklara neden olurken bazıları da hastalıklara karşı faydaları ile var olur. Mikroorganizmaların ortaya çıkardığı tehlikeli hastalıklara karşı, savunma sistemimiz her karşılaştığı mikroorganizmanın kodlarını ele geçirerek kendi savunmasını üretir ve bir sonraki karşılaşmalarında tehlikeli olan mikroorganizmanın etkilerini yok eder ve savunduğu alandan uzaklaştırır.
Bunun yanında savunma sistemimiz her mikroorganizmaya karşı başarı sağlayamayabilir. Günümüzde bakteri, virüs gibi zararlı varlıkların yol açtığı birçok hastalık elemine edilerek, tarihin derinliklerinde kaybolmaya itilmiştir. Bazen de gün geçmiyor ki yeni bir virüs ya da bakterinin neden olduğu hastalık ortaya çıkmasın. Temel amacı varlığını sürdürmek ve neslini sağlıklı olarak diğer kuşaklara aktarmak isteyen insanoğlu kendini yok etme eğiliminde ve niyetinde olan canlılara karşı yeni arayışlar içine girmiştir. Bu arayışlarını yine kendi etrafını çevreleyen tabiattan yararlanarak savunma sistemini güçlendirmek ve daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşama ulaşmayı hedefler.
Bu konuda araştırmalar yapan bilim adamları birçok bitki ve canlı üzerinde çalışmasını sürdürerek en güçlü ve en etkili deva ilaçlarına ulaşamaya çalışmaktadır. Ülkemizde de bu konularda araştırma yapan ve yaptıkları araştırmaları halkımızla paylaşan birçok değerli bilim adamları vardır. Bunlardan bazılarını hepimiz tanıyoruz. Ahmet maranki, ömer coşkun, suna dumankaya, ender saraç, İbrahim Saraçoğlu. Bitkiseltedavikurleri.net olarak sizlere yukarıda adını andığımız ve anmadığımız diğer bilim adamlarının ya da herbalistlerin bitkisel tedavi kürleri ile ilgili yazılarını güncel olarak sitemizde bulabileceksiniz.
Neslini devam ettirme eğilimi sadece insanlarda bulunan bir davranış şekli değildir. Küçük bir mikroorganizmadan dinozorlara kadar tüm canlılar milyonlarca yıldır varlığını korumak ve devam ettirmek için savaşırlar. Bu savaş çerçevesinde birçok tür varlığını sürdürememiştir. Dinozorlar gibi bu savaşta nesillerini devam ettiremeyen canlıların yanında adaptasyon ve modifikasyon şeklinde hayatta kalmayı başaran canlılar da olmuştur. Bazı canlılar ise çevre şartlarına karşı kendi savunma mekanizmalarını geliştirerek görünen ve görünmeyen tehlikelere tedbir almışlardır.
Geçmiş dönemlerden günümüze kadar varlığı birçok tehlike ile karşı karşıya gelen insanoğlu bu tehlikeleri başarıyla savuşturarak her karşılaştığı durumdan tecrübeleri daha da artarak ayrılmıştır. Yeryüzünde sayısını söyleyemeyeceğimiz kadar zararlı ve bir o kadarda yararlı organizmalar bulunmaktadır. Bu organizmalardan bazıları hastalıklara neden olurken bazıları da hastalıklara karşı faydaları ile var olur. Mikroorganizmaların ortaya çıkardığı tehlikeli hastalıklara karşı, savunma sistemimiz her karşılaştığı mikroorganizmanın kodlarını ele geçirerek kendi savunmasını üretir ve bir sonraki karşılaşmalarında tehlikeli olan mikroorganizmanın etkilerini yok eder ve savunduğu alandan uzaklaştırır.
Bunun yanında savunma sistemimiz her mikroorganizmaya karşı başarı sağlayamayabilir. Günümüzde bakteri, virüs gibi zararlı varlıkların yol açtığı birçok hastalık elemine edilerek, tarihin derinliklerinde kaybolmaya itilmiştir. Bazen de gün geçmiyor ki yeni bir virüs ya da bakterinin neden olduğu hastalık ortaya çıkmasın. Temel amacı varlığını sürdürmek ve neslini sağlıklı olarak diğer kuşaklara aktarmak isteyen insanoğlu kendini yok etme eğiliminde ve niyetinde olan canlılara karşı yeni arayışlar içine girmiştir. Bu arayışlarını yine kendi etrafını çevreleyen tabiattan yararlanarak savunma sistemini güçlendirmek ve daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşama ulaşmayı hedefler.
Bu konuda araştırmalar yapan bilim adamları birçok bitki ve canlı üzerinde çalışmasını sürdürerek en güçlü ve en etkili deva ilaçlarına ulaşamaya çalışmaktadır. Ülkemizde de bu konularda araştırma yapan ve yaptıkları araştırmaları halkımızla paylaşan birçok değerli bilim adamları vardır. Bunlardan bazılarını hepimiz tanıyoruz. Ahmet maranki, ömer coşkun, suna dumankaya, ender saraç, İbrahim Saraçoğlu. Bitkiseltedavikurleri.net olarak sizlere yukarıda adını andığımız ve anmadığımız diğer bilim adamlarının ya da herbalistlerin bitkisel tedavi kürleri ile ilgili yazılarını güncel olarak sitemizde bulabileceksiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder